Ahlâk Basamakları

Hangi ahlâk basamağındayız?

Ahlâk, yapılması gerekenlerin yapılması, yapılmaması gerekenlerin yapılmamasıdır. Ancak insanların ahlak adına neler yaptıkları, neler yapmadıkları kişiden kişiye değişmektedir. Kohlberg bu davranışları incelemiş, kaynaklarını ve kapsamlarını değerlendirmiş, sınıflandırmış ve ilkellikten gelişmişliğe doğru sıralamıştır.

Ahlâk Nedir?

Ahlâk, etkileşimde bulunduğumuz toplumu etkileyen bireysel davranışlarımızın tarzını, biçimini, şeklini belirleyen kurallar bütünüdür. İnsan hem kendi içinde ayrı bir birey, hem de karşılıklı etkileşim halinde toplumun bir parçasıdır.

Birey olarak arzularımız, isteklerimiz ve davranışlarımız toplum içinde cereyan ettiğinde, toplumu etkilediğinde, toplumun sınırları ile karşı karşıya kalırız. Her istediğimizi yapmak diğer insanların zararına olduğunda bunlardan vazgeçmek yükümlülüğü ile karşılaşırız.

Herkesin her istediğini yaptığı bir toplumda hiç kimse hiç bir şey yapamaz.

Bireysellik ile toplumsallık çelişkisi, bireyin davranışlarına "iyi-kötü", "doğru-yanlış"ları belirten bir düzen ve şekil getirmeyi zorunlu kılmıştır. Tarihten günümüze bu düzen ve şekil din, hukuk, örf, gelenek ve görgü olarak sınıflandırılan farklı oluşum ve yapılarla gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmektedir. Birey olarak bizler bu yapılarla tümleşik olarak yaşamaktayız.

Resim: shutterstock

Farklı kural, ödül ve yaptırımlar içeren bu yapıların tümünün ortaya koyduğu, birey davranışlarının düzen, şekil, biçim ve tarz kompozisyonu ahlâkın kapsamını oluşturur.

Örneğin, hırsızlık yapmak hem din, hem hukuk, hem hem örf, hem gelenek hem de görgü kurallarına aykırı bir davranıştır. Bu davranışı din, cezası belirli bir günah; hukuk, yargılama sonunda cezası verilecek bir suç olarak görür. Örf, gelenek ve görgü ise psikolojik yoğunluğu daha belirgin olan toplumsal yaptırım gerektiren bir aykırılık kabul eder. Sonuçta hırsızlık, tüm yapıların reddetmesi anlamında bir ahlâksızlıktır.

Ahlâk; din, hukuk, örf, gelenek ve görgü kurallarının bütünüdür diyebiliriz. Dinin, hukukun, örfün alanına girmeyen daha hafif aykırılıklara görgüsüzlük denilmekle birlikte görgü kuralları da ahlâk kuralları kapsamına girer.

Psikolojik Yaklaşımlar

Psikolojik bağlamda ahlâkı inceleyen ilk bilim insanı Lawrence Kohlberg olmuştur. Özel çalışma alanı ahlâk felsefesi ve çocuk gelişim psikolojisidir. 1927-1987 yılları arasında yaşamıştır. Çocuk ahlâk gelişimi kapsamında iyi-doğru, kötü-yanlış ve adalet algılarının nasıl geliştiğini incelemiştir.

Kohlberg, büyümekte olan çocuğun Piaget'in bilinen bilişsel  gelişim basamakları süreçleriyle benzer şekilde belirli ahlâk gelişim basamaklarında ilerlediğini gözlemlemiştir. Yetişkinler ve çocuklar üzerinde gerçekleştirdiği deney ve gözlemler onu bireylerin çocukluktan itibaren, bir basamağı atlamadan ve geriye dönmeden, değişmez sıra içinde ardışık olarak ahlâk gelişim basamaklarında ilerlemelerini kuramsallaştırmaya götürmüştür.

Düşünce süreçlerinden oluşan bu basamaklar, her biri için farklı nitelikteki düşünme ve problem çözme biçimlerini temsil eder.

Dr. Kohlberg, ahlâk gelişiminde erkeklere kadınlardan daha fazla atıfta bulunmuştur. Çalışmalarını sadece erkek denekler üzerinde gerçekleştirmiştir. Daha sonra bayan çalışma arkadaşı Carol Gilligan "Farklı Bir Ses" adlı kitabında onu eleştirmiş,  kuramın sadece erkeklere yönelik olması noksanlığını tamamlayıcı çalışmalara yer vermiştir.

Gilligan, yaptığı çalışmaları ile kadınların ahlâk değerlerinin erkelerden farklı olduğu, bu farklılığın daha iyi veya daha kötü anlamına gelmediği sonucuna ulaşmıştır. Ona göre, hem erkekler hem kadınlar ahlâk gelişimlerini ardışık basamaklar üzerinde gerçekleştirirler.

Kohlberg ve Gilligan'ın bulgularının, Türkiye de dahil olmak üzere bir çok ülkede yapılan araştırma ve çalışmalar yoluyla farklı kültürlerde de geçerli olduğu doğrulanmıştır.

Aşağıda Kohlberg'in ahlak gelişim basamakları özetlenmiştir.

Ahlâk Gelişim Basamakları

A. Gelenek Öncesi - Ahlâk Öncesi Basamaklar

Zevk ve acı beklentisiyle motive edilen davranışlardan oluşur.

Basamak 1: Ceza ve İtaat Basamağı

Fiziksel cezadan kaçma ve güce itaat sözkonusudur. Ceza, yapılan bir davranışa misilleme olarak ortaya çıkan otomatik bir karşılıktır. Bir davranışa anında gösterilen fiziksel misillemeler o davranışın iyi ya da kötü olduğunu belirler.

Basamak 2: Karşılıkçılık Basamağı

Kabul veya reddedilme piyasa süreci yaşanır. "Sırtımı kaşırsan sırtını kaşırım", "al gülüm ver gülüm" düşüncelerine göre hareket edilir. Bu basamakta adalet, başkalarının size yaptıklarının aynısını sizin başkalarına yapmanızdır. Birey bu anlamda kendince gerekeni yapar, kendi ihtiyaçlarını doyuracak gereklilikler için özveride bulunur. İntikam, ahlâki bir görev olarak kabul edilir. İnsanlara verilen değer, kendilerine ne kadar faydalı olduklarına göredir.

B. Geleneksel Ahlâk Basamakları

Basamak 3: Kişiler Arası Uyum Basamağı

Kişi için iyi ve doğru olan, içinde yaşadığı toplum ve arkadaş grubunun kendisinden beklenenlere uygun davranışlarda bulunmaktır. Bireysel etkinlikler, diğerlerinin onayını alma amacına yöneliktir. İyi davranış, grup içinde diğerlerini memnun eden davranıştır. "Herkes öyle yapıyor". Kişi geleneksel olarak "saygın-itibarlı" olmakla diğerlerinin onayını kazanır.

Günah, toplumsal mekanizmaların beklentilerinin ihlal edilmesidir. Bununla birlikte, bu basamakta ceza kolektiftir. Bireylerin ceza vermesine izin verilmez. Bağışlamak, misillemeye tercih edilir. Cezalandırma temel olarak vazgeçirmeye yöneliktir. Uygun ceza vermemek adil görülmez. "Eğer o böyle yaptıysa, ben neden yapmayayım?"

Basamak 4: Hukuk ve Düzen Basamağı

Hukuka, kanunlara, kurallara ve uygun yapılandırılmış yetkiye saygı vardır. Bir toplumsal ve kurumsal düzeni bu düzen adına savunmak söz konusudur. Toplumda diğerlerinin refahına yönelik sorumluluk hissedilir. Genel anlamda adalet,  kriminal davranışlara yönelik olup mahkemelerin işidir. Yani, yanlış yapanın cezalandırılarak bu kişiye topluma olan borcunun ödettirilmesi ve böylece hukuka uyanların ödüllendirilmesi gerekir. "İyi bir işin kârı iyi bir gündür". Doğruya ödülün verilmemesi ve yanlışın cezalandırılmaması haksızlıktır. Doğru ve iyi davranış, toplum adına toplumsal düzenin korunmasını içerir.

Otorite (yetki) figürlerinin sorgulanması çok nadirdir. "O başkandır, o müdürdür, yaptığı mutlaka doğrudur". Tutarlılık ve bir örneklik korunmalıdır.

Basamak 4.5 (Dört Buçuk)

Geleneksel ve gelenek üstü ahlâk gelişim basamakları (basamak 4 ile basamak 5) arasında bir geçiş basamağı vardır. Geleneksel ahlâkı göreceli (rölatif, nispi) ve keyfi görmeye eğilimli olan, bununla birlikte etik ilkeleri henüz keşfetmemiş olan orta öğretim çağı öğrencileri "kendi doğrunu yaşa" ile ifadesini bulan hazcı etik anlayışına düşebilirler. Bu durum en belirgin şekilde 1960'larda hippi kültüründe kendini göstermiştir.

C. Gelenek Üstü - İlkesel Ahlâk

Basamak 5: Öncelikli Haklar ve Toplumsal Sözleşme

Belirli bir durum için ahlâki eylem, kural kontrol listeleri esas alınarak tanımlanmaz. Bunun yerine, o duruma evrensel soyut ahlâk kurallarının mantıksal olarak uygulanması yoluyla tanımlanır. Bireyler toplumdan öncelikli olarak, doğal (fıtri) hak ve bağımsızlık alanlarına sahip olup bu alanlar toplum tarafından korunmalıdır. Adalet, olaylarla ve ihtiyaçlarla orantılı olarak dağıtılır. "Adalet cezalandırılmayı gerektirir" ifadesi basamak 4'e ait bilinen ve kabul edilen bir durum olup bu bilinirliği nedeniyle basamak 5 için bir anlam taşımaz.

Bireyin haklarını ve refahını geliştirmediği sürece misilleme cezası mantıksal ve adil kabul edilmez. Misillemeyi, gelecekteki kurbanların korunması, caydırıcılık ve rehabilitasyon amacıyla sadece hukuksal yaptırımlar sağlayabilir. Bireyler karşılıklı zorunluluklar ve toplumsal yarar duygusundan hareket ederler. İyi ve doğru eylemler, genel bireysel haklar ve anayasa gibi eleştirilerden geçirilerek toplumca uygun kabul edilmiş standart terimlerle tanımlanma eğilimindedir. Bireyin özgürlüğü, sadece bir başkasının hakkını ihlal etmesi durumunda sınırlandırılmalıdır.

Basamak 6: Evrensel Etik İlkeler

Bu basamağa ulaşmış kişi tüm insanların eşitliği ve değerliliği temeline dayanan evrensel ilkelere göre hareket eder. Yerel değerlerin ve toplumların ötesine geçmiştir.

Kişilerin davranışları kendileri için son oluşturabilmesine karşın bu davranışlar toplum içinde son oluşturmaz, yansımaları ve yankılanmaları sürer. Yani davranışların uzantıları ve sonuçları kişiden bağımsız olarak toplum içinde devam eder. Kişi, davranışlarının yansımalarının bilincine ermiştir. Hak sahibi olmak, bireysel bağımsızlıktan farklı bir şeydir.

Bu basamak, Kohlberg'in kuramında en çok tartışılan konudur. Bu aşamaya çok az kişi ulaşabilmektedir.

Özet ve Değerlendirme

Birey-toplum çelişkisinde her birey bu çelişkiyi en ilkel ve basitten en ileriye doğru giden 6 basamak ya da aşamadan herhangi birisine sahip olarak çözer. Basamaklar ahlaki gelişim sürecini temsil eder. Gelişim sürecinin devam etmesi halinde ilkel basamaklardan ileri basamaklara doğru geçişler yaşanır.

Alt basamakların temel özelliği dıştan gelen zorlamaya, mecburiyete, itaata dayalı olmasıdır. Bu basamaklarda yer alan kişiler ceza korkusuyla, itaat mecburiyetiyle, karşılıklı çıkar-menfaat ilişkileriyle bağımlı olan bir ahlâk geliştirirler.

Daha ileri basamaklarda toplum ön plana çıkmaya başlar. İlerleyen basamaklarda yavaş yavaş kişinin kendi içinde geliştirdiği, kendine mal ettiği, içselleştirdiği evrensel ilkelere doğru yükselme vardır. Bu basamaklarda ahlâkın denetim odağı dışarıda değil kişinin kendi içindedir.

Kaynaklar

1. Duska, R.F. (1975). Moral Development: A Guide to Piaget and Kohlberg. New York: Paulist Press.

2. Munsey, B. (1980). Moral Development Moral Education and Kohlberg. USA: Brenda Munsey.

3. Reimer, J., Paolitto, D.P., Hersh, R.H. (1980). Promoting Moral Growth: From Piaget to Kohlberg, 2nd Edition. Illinois: Waveland Press.

Çok Okunanlar:

Kabullenme Enerjisi

Meslek ve Kariyer Planlamasında İlgi ve Mesleki İlgi Ölçekleri

Olumsuz Öğrenmeleri Anlamak ve Söndürmek